ERGENE HAVZASI YÜZEYSEL SU KAYNAKLARI VE SU KİRLETİCİLERİ


Trakya Üniversitesi Çevre Sorunları Uygulama ve Araştırma Merkez Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Gökçen BAYRAK, Üniversitemiz Avrupa Birliği destekli “Cross-Border Regions Collaborate for Blue Growth” projesi kapsamında düzenlenen Uluslararası Mavi Büyüme Konferansında 15 Mart 2023 tarihinde bir sunum gerçekleştirdi.

Dr. Gökçen Bayrak “Yüzeysel Su Kaynakları ve Su Kirleticileri: Ergene Havzası Örneği” konulu sunumunda; iklim değişikliğinin Dünyadaki etkilerinden söz ederek, güncel ve öngörülen su kıtlığı konusuna vurgu yaptı. Sürdürülebilir su yönetiminde bütünleşik havza yönetiminin önemi hakkında konuşarak, Ergene Havzası’nda yaptıkları çalışmalar hakkında bilgiler verdi. Buna göre ;

Meriç-Ergene Havzası, Türkiye’nin en kuzeybatısında bulunmakta ve yağış alanı bakımından 14.560 km2’lik bir alan ile Türkiye’deki havzaların tamamının %1,9’una tekabül etmektedir. Ergene havzası olarak 12.438 km2’lik bir alandan bahsedilmektedir. Ergene Havzası, Türkiye’deki 13 çökelme havzasından biri olup, Türkiye’nin Marmara Bölgesi içinde yer alan Trakya Alt Bölgesi’nde, Edirne, Kırklareli, Tekirdağ ve bir miktar da İstanbul illerinin arazisi içinde bulunmaktadır. Havza, Kuzey Marmara Havzası, Meriç Havzası ve Bulgaristan sınırı ile kuzeydoğuda Karadeniz, güneyde Marmara ve Kuzey Ege (Saroz Körfezi) sahilleri ile çevrilidir ancak, coğrafi yapısı bakımından denize kapalı bir havza şeklindedir. Ergene Havzası sularını doğudan batıya doğru akan Ergene Nehri drene etmektedir.

Özellikle yaz aylarında nehirdeki kirlilik çok üst seviyelere çıkmaktadır. Ergene Nehri’nin bölgede gelişen sanayileşme sonrası kirliliğinin gündeme gelmesinden bu yana farklı kurum ve kuruluşlarca (Üniversiteler, Çevre ve Orman İl Müdürlüğü, Sağlık İl Müdürlüğü, DSİ) nehir su kalitesini belirleme çalışmaları yapılmaktadır. Bu çalışmaların sonuçlarına göre, Ergene Nehri’nde su kalite sınıfları zaman içinde II ile IV arasında değişmektedir. 1985 yılından itibaren su kalite sınıfı II‘ nin altına hiç inmemiş, çoğu zaman tüm parametrelere göre su kalite sınıfı IV olmuştur. Havzada günlük yaklaşık olarak 700.000 m3 atık su deşarj edilmektedir. Bu deşarjın %34’ü evsel, %66’sı endüstriyel atık sudur.  Ergene Nehri’ndeki kirlilik dolayısıyla; 50.000 dekar arazide kuru tarıma geçildi,  toprakta asitlik ve tuzluluk artışı gözlendi, çeltik tarımı olumsuz etkilendi, besicilik, otlaklar ve kavak dikim alanlarında sürdürülebilirlik sorunları görüldü ve nehir suyu herhangi bir amaç için kullanılamaz hale geldi.

Ergene Havzası’nda bulunan 12 akım gözlem istasyonundan alınan uzun süreli veriler incelendiğinde, noktasal kaynakların bölgedeki kirlilikte önemli bir rol oynadığı, BOİ5 olarak organik yükün (%62) ve fosfor yükünün (%58) yerleşim alanlarından, azot yükünün (%70) beklendiği gibi tarım alanlarındaki gübre kullanımından kaynaklandığı görülmüştür. 8 yıllık dönemde (1992-2000), nehir havzası ortamındaki endüstriyel faaliyetlere bağlı BOİ5, KOİ ve TSS yükleri sırasıyla %461, %551 ve %992 oranlarında artmıştır.

2020 yılına kadar evsel atık suların arıtılmadan Ergene Nehri'ne deşarj edilmesi durumunda bu kirletici yüklerin her birinin 2000 yılına göre %119 artması beklenmektedir.

Ergene nehri ekosisteminin bütünlüğü, havzadan kaynaklanan tüm kirletici kaynaklar tarafından uzun süredir baskı altındadır ve aslında nehir ekosistemi bir çöküş yaşamıştır. 1970'li yıllarda hem balıkçılık hem de dinlenme ve içme suyu olarak kullanılan nehir, günümüzde atık suları başka ekosistemlere yönlendirmek için kullanılmaktadır. Ergene Nehri’ndeki değişim ise sadece kendi ekosistemini etkilemekte, üç farklı ekosistemi de etkilemektedir. Besi maddeleri, organik maddeler, askıda katı maddeler ve özel kirleticiler Ergene Nehri’yle Meriç Nehri, Aşağı Meriç Deltası ve Ege Denizi (Saros Körfezi) ekosistemlerine taşınmaktadır. Bölgede tatlı su ve tuzlu su avcılığının azaltılmasının nedenlerinden biri besi yükündeki artış olarak değerlendirilmektedir. Aşağı Meriç Deltası önemli kuş alanlarından biridir. Besi maddelerindeki artış nedeniyle su yaşamını ve biyolojik çeşitlilik etkilenecektir. Biyolojik çeşitliliğin azalması avcı türlerin azalmasına, doğal ve kültürel üretimde performansın düşmesine neden olacak, böylece tarımsal üretimde kimyasal kullanımını artıracaktır.

Ülkemizde havza yönetimi yeni bir kavram olup ülke çapında uygulanmamaktadır. Ergene havzası son 50 yıldır endüstriyel gelişme ve nüfus artışına bağlı olarak baskı altındadır. Entegre bir yönetim mekanizması olmadığı için nehir ve havzası bugünkü görünümüne sahiptir. Ergene Havzası'ndaki besin maddeleri ve diğer kirletici yüklerin doğrudan veya dolaylı olarak neden olduğu ekolojik, tarımsal, ekonomik ve sosyal maliyetlerin oluşturduğu toplam ekolojik maliyetin tahmin edilmesi ve bu değerlerin havza yönetimi açısından büyük bir adım olacağı düşünülmektedir. Havza genelinde planlama çalışmaları yapılmış ve bunların bir kısmı son 20 yılda tamamlanmış, ancak henüz su kalitesinde iyileşme belirtilmemiştir. Ergene nehri ve havzasındaki ekosistemlerin korunması için radikal kararlarla yetinmenin yanı sıra bu kararların radikal uygulamalarına da gidilmelidir”.

Bu içerik 28.03.2023 tarihinde yayınlandı ve toplam 107 kez okundu.